16 Temmuz 2013 Salı

"İTÜ Gezi Forumu - 1" Notları - 27.06.2013

Forum, İTÜ Asistan Dayanışması ve gelinen son durumla ilgili kısa bir bilgilendirmeyle başladı. Asistanların sorunlarının paylaşılıp tartışılacağı bir toplantı düzenlenmesi önerildi.

Bunun ardından adlarını listeye yazdıran katılımcılar sırayla aşağıda özetlenen görüş ve önerilerini sundular:


  • Gezi direnişinin örgütsüz bir halk ayaklanması olarak başladığı, ancak sonuç alınabilmesi için örgütlenmenin gerekli olduğu
  • Gezi parkı direnişinin spontane bir halk ayaklanması ve ortak noktanın özgürlük arayışı olduğu belirtildi. 
  • Türkiye'nin yeni bir sese ihtiyaç duyduğu, bunun belki internet üzerinden fikirlerin, önerilerin oylanabileceği yeni bir oluşumla sağlanabileceği (İtalya-5 yıldız örneği) söylendi.
  • Örgütlenmenin gerekliliği öne sürüldü. Toplumda örgütlenmeye ön yargılı bakışın yanlışlığı konuşuldu.
  • Gezi direnişinin bundan sonra nereye evrilebileceği konuşuldu.
  • Halkın ezilenlerin yanında olduğu, önümüzdeki seçimler için politikaya karşı duyulan ön yargıyı kırıp desteklenen partide daha aktif rol alınması gerektiği söylendi.
  • Bağımsız bir aday belirleyip seçimlerde desteklemek önerildi.
  • Her cumartesi Taksim'de yapılan yürüyüşlerin desteklenmesi çağrısı yapıldı.
  • Devam edebilmek için empati kurmanın gerekliliğinden ve amaca ulaşmak için başka insanları "kullanmak" yerine onlarla birlik olup aynı hedefe yürümek gerektiğinden bahsedildi.
  • İTÜ'lülere düşen görevlerin neler olacağından bahsedildi.
  • Örgütlenme ve örgüt anlayışının gözden geçirilmesi gerektiği vurgulandı. Yapılan forumlar da bir çeşit örgütlenmedir denildi.
  • Bilginin işlenmesi ve işlevsel hale getirilmesi gerektiği, üretilen bilginin işletilip yönetilmesi için gerekli teknik altyapının hazırlanması, bu amaç için bir bir derneğin kurulması önerileri arasındaydı.
  • Boğaziçi Üniversitesi'nden katılan bir konuşmacı, üniversitelerde forumların ayrı ayrı sürekli ve zaman zaman da hep birlikte yapılmasını, üniversiteler arasındaki eksik iletişimin yeterli seviyeye çıkarılması gerektiğini söyledi.
  • Seçimlerin demokrasinin yalnızca bir ayağı olduğu, sivil iradenin siyaset karşısındaki önemi belirtildi. "Forumlar ve bilinçlenme sürdükçe halk nasıl bir yaşam istiyorsa yönetim de buna evrilecektir, seçimlere oynamayalım" denildi.
  • Siyasetin çok önemli olduğu, bizi sokağa dökenin siyaset ve örgütlülük hali olduğu dile getirildi. Bunun siyasete yansıması, bu yönde örgütlenmemiz gerektiği söylendi.
  • Temsili demokrasiye alternatif olarak, hatta temek olarak doğrudan demokrasinin önemi vurgulandı.
  • Direnişe destek verilemeyeceği, çünkü herkesin direnişin zaten içinde olduğu, bu anlayışla hareket edilmesi gerektiği söylendi. Eylemlerin baştan sonuna kadar politik olduğu, bizim de farkında olmasak da örgütlü olduğumuz, önemli olanın bunun farkında olarak bu örgütlülüğü nasıl güçlendireceğimizi düşünmemiz olduğu belirtildi.
  • İnsanların sokağa çıkmalarındaki en büyük etkenin insanlara uygulanan şiddet olduğu, iktidarın cehaleti örgütlü hale getirdiği vurgulanarak, buna karşı politik olarak örgütlenilmesi gerektiği söylendi.
  • Ülkenin her yerinde düzenlenen forumlara katılma ve destek olma çağrısı yapıldı.
  • Mücadelenin kuvvetlenmesi için işçi sınıfının katılımının sağlanması gerektiği söylendi.
  • Son günlerde direnişin faturasının devlet tarafından örgütlülere kesildiği, bu anlamda örgütleri sahiplenmek gerektiği konuşuldu.
  • Basın sessiz kalıyorsa kendi yerel basınımızı oluşturalım, gazete, broşürler oluşturup yayınlayalım önerisi getirildi.
  • Forumu fakültelere taşımanın yollarını araştırmak önerildi.
  • Sosyal medyada sakinleştirici rol oynamak ve bilgilerdeki doğruluğu sürekli sorgulamak gerektiği söylendi.
  • Öz güven kazanıldı, kendimizi ciddiye almalıyız, olmayacak denen, demokrasi pratiği eksik bir ülkede yaşadığımız bu günleri büyük umut kaynağı olarak görmeliyiz dendi. Seçimlere dahil olmak yavaş yavaş tartışılsa bile şu an önemli olanın kitlesel eylemlere katılımı sürdürmek ve çoğaltmak olduğu, İTÜ özelinde de sorunları konuşmanın gerekliliği vurgulandı.
  • "Tek bir görüş ve onun etrafında oluşturulan çevremize kısıtlı kalmamalıyız, biz bize yeteriz anlayışından vazgeçmeliyiz. Gezi direnişinin en güzel yönü çok seslilikti. Herkesi parklara, forumlara çağırmalıyız. Suratlara maske takılmamalı, yüzünü kapatmamalı insanlar, çünkü saklanacak korkacak bir şey yapmıyoruz. Her şey kısa sürede değişmeyebilir, pes etmemeli kararlılıkla devam  etmeliyiz. Zekice eylemler bulmalıyız." denildi.
  • Öğretim elemanlarından Gezi olaylarının tanıtılmasına, yayılmasına katkıda bulunması istendi.
  • "Foruma her görüşten insanı katalım, hoşgörü önceliğimiz olsun" denildi.
  • İnsan hakları ihlalleri de dahil herşeyi çok çabuk unutan bir topluluğuz, hafıza atölyeleri oluşturalım önerisi getirildi.
  • Sosyal medyayı tecavüzlere karşı savaşırken kullanmalıyız denildi.
  • İlk yardım eğitimi almamız gerektiği söylendi.
  • LGBT'nin 30 Haziran Pazar günkü Onur Yürüyüşü'ne çağrı yapıldı.

Yukarıda özetlenmiş olan tartışmalar karar niteliği taşımamaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder